2 Şubat 2012 Perşembe

Chiang Mai'dan Ayrılırken

Chiang Maidaki son gün de sakin ama dolu dolu geçti gitti. Sabah erkence uyanma, günlük sırt çantasını hazırlama (ful paket epey ağır oluyor. Netbook, defter, kitap, bir ince ceket vb derken 7 kiloyu buluyor) derken kendimi dışarı atıyorum. Otelin kahvaltısı süper değil, bu yüzden nehir kenarında sevdiğim kafelerden birine oturup ananaslı pancake yiyorum. Sonra görmediğim bir kaç tapınakda dolaşıp ayaklara kara su indirme, kafaya güneş geçirme, saat öğlen oluyor ve ayaküstü birşeyler atıştırayım diye girdiğim bir lokantada hiç beklemediğim kadar iyi bir sarımsaklı tavuk yiyorum. Bu şehrin lokantaları gerçekten harika.


Akşamüstü sıcak biraz hafifleyince ufak alışveriş zamanı geliyor. Bir kitapçı arıyorum. Şehirdeki kitapçıların hepsi Used Books satıyor. İkinci el kitap fikri hoşuma gidiyor. Üstelik çoğu gıcır gıcır konumda kitapların. Murakami'nin "Wild Sheep Chase"'ini ve Geoff Dyerşn "Yoga For People Who Cant Be Bothered To Do It" diye bir kitabını alıyorum. Özellikle ikincisi çok komik bir gezi kitabı.


Bir sonraki gün Udon Thani'ye uçacağım. Buradan da yarım saatlik bir otobüs yolculuğundan sonra Nong Khai'e ulaşacağım. Taylandın kuzey batısındaki bu küçük kasaba Mekong nehrinin kıyısında, ayrıca Laos'a sınır kapısı. Mekong üzerine inşa edilmiş olan Friendship Bridge üzerinden Taylanddan çıkıp Laosa giriliyor. Nong Khaide bir haftalık intensiv yoga kursum var. Cihangir Yogadan sevdiğim hocalarımdan Defne Suman'ın da ders aldığı, sonra mekanı ve okulu çok sevip üç sene kaldığı, yaşamaya ve yoga öğrenmeye devam ettiği bir yer.

Udon Thaniye direkt uçan yegane firma NokAir isimli bir firma. Bileti internetten alma çabalarım sonuçsuz kalıyor. Sonunda yerimi telefonla ayırtıyorum, ve sürpriz, ödeme ve bilet alma işlemi Seven Eleven larda yapılıyormuş. Aslında çok komik bir o kadar da pratik. Kola, bira, ekmek alanların arasında sıraya girip bir adet uçak bileti alıyorum.

Artık komik bir kuş gibi boyalı uçakla uçmaya hakkım var.

Akşam pazar/panayır karışımı bir durum söz konusu büyük caddelerden birinde. Bir tapınağın bütün bahçesi çepeçevre yemek satıcıları ile dolmuş, ne ararsan var. Bahçenin ortasına da iskemleler masalar, herkes aldığı yemeği burada birarada yiyor. Çok keyifli bir ortam.

Bir yerlerden biraz çin mantısı, bir de acı sosa batırılmış tavuk butu alıyorum (ızgara yapılmış). Soğuk bir kola ile boş bulduğum yere oturuyorum.

Sabah uçağım 7:25 de olduğu için çok erken kalkacağım, uzatmadan otele dönüp yatıyorum. Bir sonraki postlar artık Nong Khai ile ilgili olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder