3 Aralık 2011 Cumartesi

Delhiden son izlenimler




  • Trafikde herkes frene dokunduğu anda kornaya basıyor. Basmak da öyle dıt dıt değil. Dirsekden kolu dümdüz kilitleyip omuzdan elin ayasına kadar tüm vücut ağırlığı ile kornaya abanmak. Kafam şişti. Hoş bu hengamede cart pembe ve curt turkuaz hint kıyafetlerine bürünmüş bayanların ayaklarında terliklerle sağa sola kaçışmaları komik oluyor.


  • Tüm bu korna kakafonisi yetmezmiş gibi, şöför rehberim Anil'in en sevdiği hint müzik CD'sini çevire çevire dinlemesi bedenimdeki son enerji kırıntılarını ve beynimdeki nihai IQ parçacıklarını silip süpürüyor. En sevdiği şarkı bir synthisizerdan çıkabilecek en iğrenç seslerin tümünün kullanıldığı "I'm a street dancer" isimli şarkı. Kapaktaki şişman bıyıklı hintli abi ise sokakta danseden, durum vahim.


  • Hintlilerin konuşurken kafalarını hayatımda hiç görmediğim birşekilde iki yana sallamaları inanılmaz komik ve şirin.


  • Tapınaklarda ayakkabı çıkarmak zorundasınız. Hem ayakkabıyı sağda solda bırakmamak için torba taşımak, hemde süper soğuk mermer zeminlerde ayağı üşütmemek için extra çorap getirmek iyi fikir. Hoş bugün çantalarından terlik çıkaran bir turist çift de gördüm.


  • Biraz da turistik bilgi. Hindu tapınakları süper. Dün gittiğim Laksmi Tapınağının duvarları Bhagavad Gita'dan pasajlarla süslüydü ve bir yerde çok çok eski bir Gita baskısı sergileniyordu. Ayrıca fotodaki Jama Masjid (bildiğin Cami Mescid) ve Kırmızı Kale hoş görülesi yerler. Delhinin özelliği çok yaygın bir alanda olması. Görülesi yerler mesela bir Bangkokdaki gibi nispeten bir arada değil. Bu da zaten kaotik ve zor olan şehri daha da zorlaştırıyor. Humayün'ün mezarı ve Delhi Müzesini de ziyaret etmek istiyordum ama daha heyecanlı bir program için Delhideki son günümü feda ettim ve yarın sabah erken Rajastan eyaletine yola çıkıyorum. Rajastan ne ile mi meşhur? Tabii ki kaplanları ile...

1 yorum:

  1. yasasssinnnn minik bi kaplan istiyor oglanlarr... Hande

    YanıtlaSil