5 Aralık 2011 Pazartesi

Pushkar

Pushkar Delhiden sonra güzel geliyor gözüme. Otelin terasından güzel bir göl manzarası var. Gölün etrafında ise ölü yakılan ve suya girilen Gatlar. Ufacık ve şirin bir yer. Tüm gölün çevresini kalabalık ve renkli bir alışveriş sokağında dolaşmak yarım saat bile sürmüyor. Bu yüzden sabah acele etmiyorum. Muzlu krep, çay ve muzlu lassi ile (bir nevi ayran) kahvaltı ediyorum. Sonra odaya gidip çamaşır yıkamam lazım. İlk dört günün birikenlerini yıkayıp ufak balkona seriyorum. O kadar güvercin var ki etrafta, akşam dönünce çamaşırları ne halde bulacağımdan emin değilim. Sonra ufak bir tur atıp bulduğum wifi si çalışan bir kafede meyve salatası yiyorum ve bu satırları yazıyorum.

3 yorum:

  1. "Çamaşır yıkamam lazım" cümlesi bana Tuzla fabrikadaki su baskınını hatırlattı; koyu renk takım elbiseni(zi)n paçalarını sıvayıp çıplak ayakla üst kat alt kat arası gülen bir suratla dolaşmanı(zı). (Şu sizden sen'e geçmek ne zor şey yahu)Bloğu sevimli şeyler'i dolaşırken buldum. Tam da bir çok insanın isteyip cesaret edemediği şeyi yapıyorsun(uz). Hem gülmek, hem de oraları görmek için takipteyim. Hintli adam ile resminize bayıldım, sesli sesli güldüm doğrusu. Keyifli geziler. Esra

    YanıtlaSil
  2. Bilirim çok zordur size alıştıkdan sonra sene geçmek. Ama geç artık vakti gelmiştir bence :)

    Bu arada meyve suyu içiyorum bir kafede ve önümden minik bir fare geçti. Kaçmak ve gülmek arasında gidip geliyorum.

    YanıtlaSil
  3. Gezgin tanrisinin faresi olmali!

    YanıtlaSil